Türklerle Müslüman Araplar arasındaki ilk ilişkiler Hz. Ömer Dönemi’nde başlamıştır. Bu dönemde Müslüman Araplar Sasani İmparatorluğu’nu yıkarak İran ve Irak’ı ele geçirmişler ve Horasan’da yaşayan Türklerle komşu olmuşlardır.
Hz. Osman Dönemi’nde Horasan ve Harezm’i ele geçiren Müslüman Araplar, Ceyhun Nehri’ne ulaşmış ve Türklerle ilk savaşlar başlamıştır.
Emeviler Dönemi’nde Müslüman Arapların Maveraünnehir Bölgesi’ni ele geçirmesi üzerine Türgiş Türkleriyle ve Kafkaslarda Hazar Türkleriyle mücadeleler yapılmıştır.
Türklerle en yoğun ve şiddetli çarpışmalar Emevi Halifesi Abdülmelik Dönemi’nde yaşanmıştır. Emevilerin izlediği ırkçı siyaset ve iki millet arasındaki mücadeleler Türklerin İslamiyet’i benimsemesini geciktirmiştir.
Emevilerin yıkılmasından sonra Bağdat’ta kurulan Abbasiler ırkçı siyaseti terk etmişler ve hoşgörülü (ümmetçi) bir yönetimi
benimsemişlerdir. Bu durum Türklerle yakınlaşmayı başlatmıştır.
751 Talas Savaşı’nda Çin’e karşı Müslüman Araplarla Türkler birlikte savaşmışlar ve savaş sonucunda Türk – Arap dostluğu başlamış; Türkler kitleler halinde İslamiyet’i benimsemişlerdir.
Abbasiler Türklere önemli askeri ve idari yetkiler vermişlerdir.
Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleri ile birlikte;
İslamiyet, geniş alanlarda yayılma imkânı buldu (Orta Asya, Hindistan ve Balkanlar gibi).
Bizans ve Haçlılarla savaşarak Hıristiyanların İslam dünyası üzerindeki baskılarına son verdiler.
Halifelik makamının koruyuculuğunu üstlendiler. Dini ve siyasi bir güç olarak halifelik makamından yararlandılar.
Siyaset, bilim, sanat, kültür ve düşünce alanında bir Türk - İslam sentezi oluşturdular.
TALAS SAVAŞI (751)
Nedenleri:
II. Göktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra Orta Asya’da kurulan Uygur Devleti’nin bu bölgedeki otorite boşluğunu giderememesi,
Orta Asya’daki Çin egemenliğine son vermek isteyen Türklerin Abbasilerden yardım istemesi,
Orta Asya ve İpek Yolu’na hâkim olmak isteyen Çinlilerin ve Müslüman Arapların bu bölgeye hareket etmeleri,
Müslüman Arapların İslamiyet’i Orta Asya’da yaymak istemeleri
NOT: Talas Savaşı’nda Müslüman Arapları destekleyen ilk Türkler Karluk, Yağma ve Çiğil boylarıdır.
NOT: Bu savaş, Müslüman Araplar ile Çinliler arasındaki ilk ve tek savaştır.
Sonuçları:
Müslüman Araplar (Abbasiler) savaşı kazandı.
Türklerin Abbasilerin yanında yer almaları, onların bu savaşı kazanmasında etkili olmuştur.
İslamiyet Orta Asya’ya kadar yayıldı.
Orta Asya Çin istilasından kurtuldu.
Emeviler dönemindeki Türk - Arap düşmanlığı yerini dostluğa bıraktı.
Türkler kitleler halinde İslamiyet’i kabul etmeye başladı (Karluklar gibi).
Çinlilere ait önemli teknik buluşlar (Kâğıt, Matbaa, Barut, Pusula) İslam Dünyası tarafından öğrenildi.
NOT: Özellikle kâğıt yapımının Çin dışında da öğrenilmesi, dünya kültür tarihi açısından önemlidir. Bu gelişmekültürel alandaki faaliyetleri hızlandırmıştır.
TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABUL ETME NEDENLERİ
Türklerde daha önce var olan Gök -Tanrı inancı (Tek Tanrılı İnanç)
Kurban kesme adetlerinin varlığı ve ölümden sonraki yaşama inanılmasının İslam kurallarıyla bağdaşması
Türklerin toplum hayatının İslam’ın emir ve yasakları ile çelişmemesi
Türklerdeki “Cihangirlik” düşüncesinin İslam’daki Cihat ve Gaza’ya karşılık gelmesi
İslamiyet’in ibadeti temiz olan her yerde yapılmasını kabul etmesi (Tapınak inanışından uzaklık)
Türklerin Müslüman tüccarlarla etkileşim yaşaması
Türklerin İslamiyet’e girişlerini kolaylaştıran ve hızlandıran gelişme; Abbasilerin hoşgörü politikalarıdır.
İLK TÜRK İSLAM
DEVLETLERİ
KARAHANLILAR
(840 - 1212)
840 yılında Uygur Devleti’nin Kırgızlar tarafından yıkılmasından sonra Bilge Kül Kadir Han tarafındanBalasagun’da kurulmuştur.
Batı Türkistan’da kurulan bu devleti meydana getiren Türk boyları; Karluk, Yağma ve Çiğil’dir (Federatif yönetim).
Satuk Buğra Han (Abdülkerim) döneminde İslamiyet’i resmi din olarak kabul etmişlerdir (932).
En parlak dönemlerini Yusuf Kadir Han zamanında yaşayan Karahanlılar 1042 yılında Doğu ve Batı Karahanlılar şeklinde 2’ye ayrıldı. Bunlardan merkezi Kaşgar olan Doğu kanadı 1211’de Karahitaylar, merkezi Semerkant olan Batı kanadı ise 1212’de Harzemşahlar tarafından yıkılmıştır.
Karahanlıların Önemi:
Orta Asya’da İslamiyet’i kabul eden ilk Türk devletidir.
Türkçe’yi ve Türk kültürünü korumaya büyük önem vermişlerdir (Resmi yazı dilleri Türkçe olmuş ve Uygur Alfabesi’ni kullanmışlardır.).
Karahanlılar, yöneten ve yönetilenleri Türk olan ilk Türk - İslam devletidir. Bu yüzden Karahanlılarda, Gazneli ve Selçuklulardaki gibi Arap - İran etkisi yoktur.
İslami Türk Edebiyatı’nın ilk örneği olan, Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi),Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divan-ı Lügat-it Türk (Bu iki eser Karahanlı hükümdarına sunulmuştur.), Ahmet Yesevi’nin yazdığı Divan-ı Hikmet ve Edip Ahmet Yükneki’nin yazdığı Atabetül Hakayık adlı eserler Karahanlılar Dönemi’nde yazılmıştır.
Karahanlılar sosyal devlet anlayışının bir göstergesi olarak ülke içerisinde Kervansaraylar (Ribat), Hastaneler veMedreseler yaptırmışlardır.
Türk İslam devletlerinde ilk düzenli posta teşkilatını kurmuşlardır.
Karahanlılar döneminde Türk - İslam Medeniyetinin temelleri atılmıştır.
GAZNELİLER
(963 - 1187)
Alp Tekin tarafından Afganistan’ın Gazne şehrinde kurulmuştur.
Devlet, Sebük Tegin zamanında hükümdarlığın babadan oğula geçtiği bir saltanat idaresine dönüşmüştür.
En ünlü hükümdarları Gazneli Sultan Mahmut’tur (998 - 1030).
Gazneli Mahmut Türk - İslam Dünyası’nda Hindistan’a yapmış olduğu ve 25 yıl süren 17 seferiyle tanınmıştır.Amacı; Bölgeye İslamiyet’i yaymak ve zenginliğinden yararlanmaktı.
Hindistan Seferleri Sonucunda;
İslamiyet Hindistan’a kadar yayılmıştır. Gaznelilerin İslam Dünyası’ndaki prestijleri artmıştır.
Bölgeden ekonomik olarak büyük kazanç sağlanmıştır.
Hindistan’a İslamiyet’in yayılmasıyla günümüz Pakistan ve Bangladeş devletlerinin temelleri atılmış ve sosyal eşitsizliğe dayalı Kast sistemi zarar görmüştür.
NOT: Gazneliler, Hindistan’da tam olarak siyasi hâkimiyetlerini sağlayamamışlardır. Bunun nedeni; bölgenin karışıketnik yapısı ve geniş coğrafi bir alana sahip olmasıdır.
Gazneli Mahmut’un ölümüyle devlet eski gücünü koruyamamıştır.
Büyük Selçuklularla yapılan, Nesa (1035), Serahs (1038) ve Dandanakan (1040) Savaşlarıyla Gazneliler, eski güçlerini ve prestijlerini büyük ölçüde kaybetmişlerdir.
Gazneliler, 1187’de Afganistan’ın yerli halkı Gurlular tarafından yıkılmışlardır.
Gaznelilerin Önemi:
Sınırları içerisinde birçok milleti barındırdıkları için İmparatorluk karakteri taşıyan ilk Türk - İslam Devletidir.
Türk geleneklerinden zamanla uzaklaşmışlar ve resmi yazı dili olarak Arapça, edebiyat dili olarak da Farsça’yı kullanmışlardır. Sarayda ise Türkçe kullanılmıştır.
NOT: Bu şekilde farklı dillerin kullanılmasının nedeni; bulunulan coğrafyanın etnik yapısıdır.
Abbasi Halifesini Şii Büveyhoğullarına karşı koruyan ilk Türk - İslam Devleti’dir.
Türk tarihinde Sultan ve Padişah ünvanını kullanan ilk Türk hükümdarı Gazneli Mahmut’tur.
Gaznelilerin İslamiyet’i Hindistan’a kadar yayması Hindistan’daki Kast sistemine büyük bir darbe vurmuş, Yeniçağ’da Hindistan’da Babür İmparatorluğu’nun kuruluşuna da zemin hazırlamıştır.
İranlı şair Firdevsi tarafından yazılan “Şehname” adlı eser, Gazneli Mahmut’a sunulmuştur.
TOLUNOĞULLARI
(868 - 905)
Ahmet Bin Tolun tarafından Mısır’da kurulmuştur. Mısır’da kurulan ilk Türk devletidir.
Ahmet Bin Tolun Abbasi devlet yönetiminde görev alan (vali) Türk komutanlarından biridir.
Abbasilerdeki merkezi otoritenin zayıflamasına paralel olarak, Mısır’da bağımsızlığını ilan edip Tolunoğulları devletini kurmuştur (868).
Bu dönemde Mısır ekonomik olarak parlak bir dönem yaşamıştır (Baharat Yolu’nda denetim kurulması, imar ve bayındırlık faaliyetleri, tarım çalışmaları v.b.).
Tolunoğulları, 905’te Abbasiler tarafından yıkılmıştır.
Tolunoğulları’nda yönetici ve askeri kadro genellikle Türklerden oluşmuş ise de halk Arap ve Berberilerden oluşmuştur.
NOT: Bu durum Tolunoğulları’nın KISA SÜREDE yıkılmasına ve ülkede devlet-millet bütünleşmesinin sağlanamamasına neden olmuştur.
Tolunoğulları, ülkelerinde yaşayan tüm gayrimüslimlere din ve inanç özgürlüğü tanıyarak hoşgörülü bir politikaizlemişlerdir.
Tolunoğulları döneminden kalan en önemli iki eser; Ulu Camii ve Tolunoğlu Camii’dir.
NOT: Tolunoğulları kendilerinden sonra Mısır’da yaklaşık 1000 yıl sürecek olan Türk hâkimiyetinin öncüleriolmuşlardır.
İHŞİTLER (AKŞİTLER)
(935 - 969)
Mısır’da kurulan ikinci Türk devletidir.
Kurucusu, Abbasi Devleti’nde görev yapan Türk komutanlarından Muhammed Bin Toğuç’dur.
İhşitler, Hicaz Bölgesi’ne hâkim olan ilk Türk devletidir.
Akşitler 969’da Fatimiler tarafından yıkılmışlardır.
NOT: İhşitlerde halk, Tolunoğulları’nda olduğu gibi Arap ve Berberilerden, yöneticileri ve orduları ise Türklerdenoluşmuştur. Bu durum yıkılışlarında etkili olmuştur.
BÜYÜK SELÇUKLU
DEVLETİ (1037 - 1157)
Büyük Selçuklular, Oğuzların Üçok koluna dâhil olup Deniz Han soyunun “Kınık” boyundandır.
Kınık boyunun bilinen ilk boy beyi Dukak Bey’dir.
Dukak Bey’den sonra Kınık boyunun başına Selçuk Bey geçmiştir. Bu dönemde Kınık boyu İslamiyet’i kabul etmiştir (962).
Tuğrul ve Çağrı Beyler Dönemi’nde Gaznelilerle yapılan 1040 Dandanakan Savaşı’ndan sonra Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşu tamamlanmış, tam bağımsız bir devlet haline gelmiştir.
Çağrı Bey yeni yurt arayışları ve İslamiyet’i yayma düşüncesiyle Anadolu’ya ilk keşif akınlarını yapmıştır (1016 – 1021).
Anadolu’ya başlayan Türk akınlarından rahatsız olan Bizans ile Selçuklular arasında 1048 Pasinler Savaşıyaşanmış ve Bizans yenilmiştir.
NOT: Pasinler Savaşı Selçukluların Bizans’a karşı kazandığı ilk büyük zaferdir.
NOT: Bu savaş, Türklerin Anadolu’da Bizans’la Anadolu için yaptığı ilk savaştır.
Tuğrul Bey, 1054 yılında Abbasi Halifesi’ni Şii Büveyhoğullarının baskısından kurtarınca halife tarafından kendisine “Doğunun ve Batının Sultanı” ünvanı verilmiştir.
NOT: Bu gelişme, İslam Dünyası’nda siyasi liderliğin Türklere geçtiğini gösterir. Böylece Abbasi Halifeliği deBüyük Selçuklu koruyuculuğuna girmiş oldu. Aynı zamanda siyasi otoritenin Tuğrul Bey’de dini otoritenin de Abbasi halifesinde olması laik devlet anlayışının uygulandığının göstergesidir.
Alparslan Dönemi’nde, devletin vezirlik makamına İran (Fars) asıllı Nizam-ül Mülk getirilmiştir.
NOT: Bu gelişme, Selçuklu devlet yönetiminde, İran kökenlilerin zamanla etkilerini artırma yolunu da açmıştır.
Bu dönemde Hasan Sabbah’ın kurmuş olduğu Bâtıni mezhep taraftarlarıyla ve Mısır’daki Şii Fatımi Devleti’yle mücadele başlamıştır.
Fatımilerin Şii propagandası yapmak amacıyla açtıkları Dar-ül Hikme adı verilen medreseye karşı, Bağdat’ta vezirNizam-ül Mülk adına Nizamiye Medreseleri açılmıştır (Bu medrese dünya tarihinin ilk üniversitesi kabul edilir.).
Türkleri Anadolu’dan atmak isteyen Bizans’a karşı Malazgirt Savaşı yapılmış ve bu savaş sonucunda Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış; Anadolu’da ilk Türk beylikleri kurulmaya başlamıştır.
Melikşah Dönemi’nde devlet en parlak dönemini yaşamış ve en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
Bu dönemde göçebe Türkmen isyanları baş göstermiştir. Ayrıca Şii kökenli propaganda da ülke genelinde yoğunlaşmıştır.
Mali işlerin düzenlenmesi amacıyla, Melikşah tarafından Ömer Hayyam’a güneş yılı esasına dayalı Celali Takvimyaptırılmıştır.
Bu dönemde ayrıca ilk defa ikta sistemi uygulanmaya başlamıştır.
Vezir Nizam-ül Mülk ve Melikşah, Bâtıniler tarafından öldürülmüştür.
NOT: Büyük Selçuklulardaki Dini - Şii karakterli Batini isyanları, Anadolu Selçuklu Devleti’ndeki Baba İshak ve Osmanlı Devleti’ndeki Şeyh Bedrettin isyanlarına benzetilebilir.
Melikşah’ın ölümünden sonra devletin başına oğlu Sencer geçmiştir. Ancak bu dönemde devlet eski gücünü koruyamamış ve Karahitaylarla yapılan 1141 Katvan Savaşı’nda Selçukluların yenilmesinden kısa bir süre sonra devlet yıkılmıştır.
HARZEMŞAHLAR
(1097 - 1231)
Aral Gölü’nün güneyinde yer alan Harzem (Harezm) bölgesinde İl Arslan tarafından kurulmuştur.
En güçlü dönemlerini Celaleddin Harzemşah zamanında yaşayan bu devletin başkenti bu dönemde Tebriz’e alınmıştır (Moğol istilasından kaçmışlardır.).
Celaleddin Harzemşah Dönemi’nde Anadolu’ya girerek Ahlat’ı işgal edince Anadolu Selçuklu Devleti ile 1230’daYassı Çemen Savaşı’nda karşılaşmışlar ve yenilmişlerdir.
Bu savaş sonucunda çöküş dönemine giren Harzemşahlar, Celaleddin Harzemşahın ölümü
üzerine 1231’de Moğollar tarafından yıkılmışlardır.
NOT: Harzemşah Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğollar arasında tampon bölge oluşturmaktaydı. Dolayısıyla Harzemşahlar yıkılınca Anadolu Moğol istilasına açık hale gelmiştir.
EYYUBİLER
(1174 - 1250)
Devletin kurucusu ve en ünlü hükümdarı Selahattin Eyyubi’dir.
Mısır’da üçüncü Türk - İslam devletini kuran Selahattin Eyyubi, 1187’de Hıttin Savaşı ile Haçlıları mağlup edip,Kudüs’ü geri almıştır.
Eyyubiler, ordularında Kıpçak bozkırlarından getirdikleri Türk gençlere yer vermişlerdir (Memlük - Kölemen).
Selahattin Eyyubi, ölmeden önce devleti oğulları ve kardeşleri arasında paylaştırmıştır. Bu da taht kavgalarına neden olmuş ve taht mücadeleleri ile zayıflayan devlete ordudaki Türk Memlükler (Kölemenler) son vermiştir.
MEMLÜKLER
(1250 - 1517)
Eyyubi ordusundaki Memlük (Kölemen) komutanlarından Aybey, Eyyubilere son vererek Mısır merkezli Memlük Devleti’ni kurmuştur.
Başlangıçta Ortadoğu’da bulunan son Haçlı kalıntılarını temizleyen Memlükler, Irak ve Anadolu’yu istilaya başlayan İlhanlı Moğol Devleti’ni;
Ayn Calut Savaşı (1260)
Elbistan Savaşı (1277)
Humus Savaşı (1282)
Merc-i Suffar Savaşı (1303) olmak üzere dört kez yenilgiye uğratarak Moğol istilasını durdurmuşlardır.
NOT: Ön Asya’da Moğolları yenebilen tek devlet, Memlükler’dir.
En güçlü dönemlerini Sultan Baybars döneminde yaşamışlardır.
1258 - 1517 tarihleri arasında Abbasi Halifelerini koruyuculukları altında bulundurdukları ve kutsal toprakları korudukları için, İslam dünyasında büyük üne kavuşmuşlardır (Laik devlet anlayışı vardı.).
Osmanlılarla çağdaş olan Memlüklüler ile ilişkiler Fatih Dönemi’nde Hicaz su yolları meselesi yüzünden bozulmaya başlamış, II. Bayezıd Dönemi’nde savaşa dönüşmüştür. Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde ise 1517 Mısır Seferi ile Memlük Devleti’nin siyasi varlığına son verilmiştir. Bu gelişmelerden sonra Halifelik Osmanlılara geçmiştir.
NOT: Memlük Devleti’nin siyasi hayatı Osmanlılardan daha kısa sürmesine rağmen, tahta çıkan hükümdar sayısı Osmanlılardan fazla olmuştur. Bunun nedeni: Memlükler’de belirli bir saltanat sisteminin olmayışı ve her “emirin (komutanın)” sultan olabilme hakkının bulunmasıdır.
YAKINDOĞU’DA KURULAN DİĞER DEVLETLER
FATIMİLER
(909 - 1171)
Tunus merkezli kurulan bu devlet, 969’da Akşitleri yıkarak Mısır’a egemen olmuştur.
İslam dünyasında saygınlık kazanmak için Hz. Ali’nin eşi Hz. Fatıma’nın soyundan geldiklerini iddia etmişlerdir.
Şii karakterli olan bu devlet Mısır’da Dar’ül-Hikme adlı medreseyi açmıştır.
Fatımiler, Abbasi Halifeliğini tanımayarak kendi hükümdarlarını halife ilan etmişlerdir.
Büyük Selçuklulara karşı Hasan Sabbah’ın kurduğu “Batıni (Haşhaşi)” tarikatını desteklemişlerdir.
Kudüs’ü ellerinde bulunduran Fatımiler, I. Haçlı Seferi’ne karşı koyamayarak Kudüs’ü kaybetmişlerdir.
Selahaddin Eyyubi tarafından yıkılmışlardır.
MOĞOL İMPARATORLUĞU
(1196 - 1227)
Cengiz Han (Temuçin) tarafından Karakurum (Moğolistan)’da kuruldu.
Cengiz Han bu devleti kurarken Orta Asya’da dağınık halde yaşayan Moğol kabilelerini birleştirmiştir (Bu amaçlaCengiz Yasaları’nı yapmıştır.).
Cengiz Han, istilalarla KISA SÜREDE devletin sınırlarını genişletmiştir. Bu nedenle bu dönem oldukça parlak geçmiştir.
Altınorda Devleti: Rusya’da
Çağatay Hanlığı: Türkistan’da
Kubilay Hanlığı: Çin’de
İlhanlı Devleti: İran’da
NOT: Bunlardan Kubilay Hanlığı hariç diğerlerinde İslamiyet yayılmıştır ve zamanla Türkleşmişlerdir. Fakat Kubilay Hanlığında Budizm ve Hıristiyanlık yayılmış ve zamanla Çinlileşmişlerdir.
NOT: İlhanlı Moğolları, Anadolu Selçukluları ile yaptıkları Kösedağ Savaşı'nı kazanarak Anadolu’ya egemen olmuşlardır (1243 - 1336). Ayrıca 1258’de Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’nin siyasi varlığına son vermişlerdir.
Altınorda Hanlığı (1227 - 1369), Timur’un saldırıları sonucunda 7’e bölünmüştür;
Ejder (Astırhan) Hanlığı
Kazan Hanlığı
Kasım Hanlığı
Küçüm Hanlığı
Sibirya Hanlığı
Nogay Hanlığı
Kırım Hanlığı
NOT: Altınorda Devletinin yıkılması Rusya’nın kurulup güçlenmesinde etkili olmuştur.
Moğolların Tarihteki Önemi:
Olumsuz Yönleri:
Moğolların istilaları, Türk - İslam Dünyası’nda büyük olumsuzluklara neden olmuştur.
Bağdat gibi bir ilim ve kültür merkezini yakıp yıkmışlardır.
Anadolu’da siyasi birliğin bozulmasına neden olmuşlarıdır (Kösedağ Savaşı).
Olumlu Yönleri:
Moğolların önünden kaçan birçok Türk Boyunun Anadolu’ya gelmesi Anadolu’daki Türk Nüfusunun atmasındaetkili olmuştur.
Moğol istilasının önünden kaçan birçok bilim adamı ve şair Anadolu’ya gelerek kültürel gelişmeyi hızlandırmışlardır.
Bâtıni tarikatının yıkılmasını sağlamışlardır.
Orta Asya Türk Hukukunu (Töre) yazılı hale getirmişlerdir.
Orta Asya’da oluşan siyasi otorite boşluğunu doldurmuşlardır (Siyasi birliği sağlamışlardır).
Uygurların etkisi ile zamanla Türkleşmişlerdir (Moğollar Türklere benzemekle birlikte sınıflara dayalı bir toplumoluşturmaları yönüyle de kesin bir çizgiyle ayrılırlar.).
Moğollar tarih yazıcılığında ileri gitmişlerdir. “Tarih-i Cihan-ı Küşa”, “Camüt Tevarih” ve “Moğolların Gizli Tarihi” (Tarihte Moğolca yazılan ilk eserdir ve Cengiz Han’ın hayatını anlatmaktadır.) en önemli eserleridir.
Bu dönemin ünlü tarihçilerinden biri de Reşidud-Din’dir.
TİMUR İMPARATORLUĞU
(1369 - 1507)
Timurlenk (Aksak Timur) tarafından Çağatay Hanlığı’nın topraklarından olan Semerkant’ta (Türkistan) kuruldu.
Timur’un Altınorda Devleti’ne sefer düzenleyip bu devleti yıkması Rusya’nın güçlenmesine ve sınırlarını genişletmesine neden olmuştur.
Timur’un Anadolu Seferi de Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girmesine neden olmuştur (1402 - Ankara Savaşı).
Timur’un ölümünden sonra devlet zayıflamış ve Özbekler tarafından yıkılmıştır.
Bu dönemde gelişen Çağatay Edebiyatı’nın en ünlü eseri Muhakemetü’l-Lügateyn (İki dilin karşılaştırılması) Ali Şir Nevai tarafından Türkçe’nin Farsça’ya olan üstünlüğünü kanıtlamak için yazılmıştır.
Bu dönemin ünlü diğer bir ismi de Timur’un torunu Uluğ Bey’dir. Uluğ Bey, Semerkant’ta rasathaneler kurmuş veastronomi alanında önemli eserler vermiştir. Ayrıca Ali Kuşçu da bu dönemin bir diğer önemli bilim adamıdır.
BABÜR İMPARATORLUĞU
(1526 - 1858)
Timur’un torunlarından Babürşah tarafından Hindistan’da “Akra” merkez olarak kuruldu.
İslamiyet’in Hindistan’a yayılmasında etkili olmuşlardır.
Hindistan’da ilk siyasi birliği ve merkezi otoriteyi kurmuşlardır.
En ünlü eserleri, Cihanşah’ın eşi için yaptırdığı “Tac Mahal” türbesidir.
Resmi dil olarak Türkçe’yi kabul etmişler ve Türk edebiyatının gelişmesine hizmet etmişlerdir (Milli benliği koruma çalışmaları).
Bu dönemin diğer bir önemli eseri Babürşah’ın Türkçe kaleme aldığı Babürname adlı eserdir.
Safeviler tarafından zayıflatılan bu devlet, Hindistan’ın İngiliz sömürgesi olmasıyla siyasi olarak sona ermiştir.
AKKOYUNLULAR
(1350 - 1502)
Kara Yülük Osman tarafından Diyarbakır merkez olmak üzere Güneydoğu Anadolu’da kurulmuştur. Daha sonraları başkent Tebriz’e taşınacaktır.
En parlak zamanlarını Uzun Hasan Dönemi’nde yaşamışlardır.
Uzun Hasan Dönemi’nde Osmanlı Devleti’ne karşı Karamanoğulları ile işbirliği yaparak Doğu Anadolu’ya saldırmışlardır.
Bunun üzerine yapılan 1473 Otlukbeli Savaşı’nda Uzun Hasan Osmanlı sultanı Fatih’e yenilince devlet yıkılma sürecine girmiştir.
Ø Bu devlete Safevi hükümdarı Şah İsmail son vermiştir.
Ø Akkoyunlular, Dede Korkut Hikâyeleri’ni ilk kez yazılı hale getirmişler ve Kuran’ı ilk kez Türkçe’ye çevirmişlerdir.
KARAKOYUNLULAR
(1365 - 1469)
Bayram Hoca tarafından Van / Erciş merkez olmak üzere Doğu Anadolu’da kuruldular.
Kara Yusuf döneminde en parlak zamanlarını yaşamışlardır.
Kara Yusuf’un Timur’dan kaçarak Yıldırım Bayezıd’a sığınması 1402’deki Ankara Savaşı’nın nedenlerinden biridir.
Azerbaycan’ın Türkleşmesinde etkili olmuşlardır.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından yıkılmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder